9 Haziran 2008 Pazartesi

TATLI TELAŞ

Perşembe günü sabahı arılığa ulaştım. Allaha şükür korktuğum olmadı. Çevrede nektar akımı bol arılar bize bakmıyorlar. Az da olsa kestane ağaçlarıda var. Kovanlar kestaneye kokmaya başlamışlar. Ballı çerçeveleri almaya başladık. Öğlene kadar hiç eldiven takmadım. Arılar hiç bize bakmıyorlar onlar nektar taşımakla meşgul.
Arılarımı üç gruba bölmüş idim. İlçe sınırları içinde hangi yörede bal daha fazla olacak diye.



Ana grubun bulunduğu arıların sağımını perşembe günü tamamladık. Bizim ekip diğer ikinci bölümün sağımını tamamlamış idi.

Böldüğüm oğulların kontrolleri yapıldı. Analar kabul edilip gözler kapanmış. Koloniler düzene girmiş. Bundan sonra oğulların kadrosunu çoğaltma aşamasına geçebiliriz. Daha öncede dediğim gibi ilk önce zayıf olarak bölüyorum. Analar ful çalışmaya geçince kadroyu çoğaltıyorum.
Cuma günü üçüncü grubun bulunduğu arılığa geçildi. Benim bal alımında zorluk çıkmasından en çok endişe ettiğim grup bu idi. Nektar akımı güzel arı bizimle ilgilenmiyor rahat rahat bal alıyoruz.
Bizim büyük oğlan

Rahatlığa bakın Fevzi Hoca varmı benim gibi fedai diyor! Arılar bakmıyor bile :)

Cuma günü son üç kovanımız kaldı hava birden değişti. Şimşekler çakmaya başladı. Acele toparlandık. Yola çıktık yağmur bindirdi. Şiddetli bir yağmur. Bir dakika eğlensek araba çıkamıyacak. Islanacak idik :)
Gece olunca ikinci grubdaki arıları üçüncü grubun yanına alacak idik. Artık panelvanla yanlarına giremeyiz. Traktör tutup onları tepeye taşıdık. Niyetimiz Cumartesi akşamı kestaneye götürmek.
Cumartesi sabah kalktık yağmur çilemeye devam ediyor. eyvah dedik arıları götüremiyeceğiz. Gerçektende öyle oldu. O gün götüremedik.
Pazar sabahı kalktık hava açık hemen hazırlanıp kalan arıların ballarını sağmak üzere yola koyulduk. Balları sağdık. Cuma akşamı getirdiğimiz arıların içinde bulunan oğulların kontrollerini tamamladım hava yine bozdu yağmur geliyor acele toparlandık arabaya bindik mübarek sanki bizi bekliyordu. Daha araba hareket etmeden başladı yağmaya. Aman allahım ne yağmur!bardaktan dökülürcesine zorla yol alıyoruz. Bir kaç kilometre gittik dolu atmaya başladı. Artık gidemiyoruz. Durduk. Çamlar kırılacak. Fındık büyüklüğünde dolular iniyor. Araba panelvan olduğundan sanki davul çalınıyor. Ellerimizle camlar kırılmasın diye camlara dayanıyoruz. :)) Dolu geçti yola koyulduk yağmur devam ediyor. Öf ne rüzgar çıktı arabayı yoldan çıkaracak.
Üzüntümüz büyük izin bu gün bitiyor arıları yine götüremiyeceğimize benziyor.Burhaniye' ye dönmem lazım. İkindiden sonra hava açtı. Şoför ile görüşüldü götürebiliriz dendi hazırlanıp arılığa geldik. Artık arıların çekilmesi bekleniyor.


Kaptanımız Mehmet EREN arılarımızı götüreceğimiz kamyonun sahibi.
Arılar sarıldı tarladan çok rahat çıktık. İkinci arılığın yolunu tuttuk. Arılığa indik. Kovanları sardık. Oda ne araba yola çıkamadı uğraştık uğraştık olmadı. Hemen telefona sarıldım. Eski komşum Ali GEZER' de çiftçeker traktör var . Ali amca gelirmisin dedim. Tabi seve seve dedi. Allah razı olsun geldi. Kuvvetli traktör kamyonu çekip çıkardı ama bize bir saate mal oldu.
Yola çıktık. Erdek Kapıdağ yarımadasına arıları koyacağımız yere geldiğimizde baktık arıları koyacağımız yerde toz uçuşuyor. Rahat bir şekilde arıları yerleştirip acele kovanları açmadan kamyona atlayıp döndük.
Eeee arılar kapalı kaldı?
Onları açıp yerleştirmek için babam yanlarında kaldı ben Burhaniye' ye aynı gece döneceğim, bilader ertesi günü işe gidecek bir an önce dönmemiz lazım. Oğlanlar okula gidecek.
Kestaneler açmış ama fotoğraf çekemedik. İnşaalah bol nektar akımı olur. Bolbol bal depolarlar.
Saat 04.30' da Gönen'e geldik hemen arabayı hazırlayıp yola koyulduk. 07.10' da Burhaniye' ye çok şükür sağ salim ulaştık. :(( Bu gece hiç uyku uyuyamadık. İşin yoksa şimdi bir de mesai var.

Hiç yorum yok: